Her yl Ramazan aynda iç gündemin tartmalar genelde dini konularda yaplmaktayd. Bu yl bir olay istisna dini tartmalar gündem oluturmad.
Bir ksm dini sorulara verilen cevaplar da magazinsel bir tarzda ele alnd. Bunlar da 'oruçlu denize girilir mi ve sakz çinenir mi' tarzndayd.
Gündem oluturan esas tartma sahurun vaktiyle ilgiliydi. Bir ilahiyatçya göre Diyanet sahuru erken sonlandrmakta ve insanlar birkaç saat uzun oruç tutmaktayd. Üzülerek gördük ki, kuruma yönelik eletiri olduundan tahammül edilir bir düzeyde karlanmad. ddia sahibine yönelik televizyon programn sabote etmek olmak üzere olumsuz davranlar sergilendi.
Oysa bundan önce ilahiyatçlar arasnda daha karmak ve geleneksellemi uygulamalara yönelik eletirilere gerekli müdahale yaplmamt.
Son yllarda toplumda tahammül kültürünün zayflamakta olduunu görmekteyiz. Bir kiinin kendisine göre doru ama bakasna göre yanl alglanan bir konu üzerinde kiinin olay açklamasna baklmadan veya gerekçesini dinlemeden hemen kart bir kampanya ile linç tavr devreye girmektedir.
Anlalan odur ki insanlar artk birbirlerini dinlemiyor, herkes duymak istedii sese kulak kesiliyor. Herkes karsndakini anlama ve ikna etme gayretinden çok boyun edirme ve ötekiletirme yar içinde.
Oysa Anadolu kültürü farkl inançlarn, kültürlerin, etnik yaplarn ve dillerin bir arada yaama temelinde olumutu.
Bugün Anadolu tecrübesinin yerine ayn cemaat, kulüp ve kasttan olma anlay egemen klnmtr.
Bu durum ortamda sahici davranlar azaltm, bunun yerine yapay ve ikiyüzlülüü artrmtr. Gelien olaylar üzerine yaplan 'olaylar bazlarnn maskesini düürmütür' yorumlar geldiimiz noktay dramatik biçimde açklamaktadr.
Merak ediyorum; nasl bir davran içindeyiz ki karmzdaki insan bizim yanmzda gerçek kimliini maskeleme gerei duyuyor. Bu durum bizim tutumumuzdan m kaynaklanyor yoksa karmzdakinin kiilik zaaf m? Hangisi daha baskn?
nandmz din ve yaadmz corafyada ki kültür, insanlarn birbirlerinin yüzüne hakaret ve küfrün dnda, edep dairesi içinde her eyi söyleyebilme cesareti salyordu. Birlikte yaamann getirdii bir hukuk vard.
Bir yerde çok yüzlü veya maskeli türler türemi ise orada arzal bir durum vardr. Bu arzal durumun giderilmesi; itaatkâr, tabi ve tebaa insanlarn yetimesiyle deil, kimlikli, kiilikli, hakszlk karsnda tavr alan, sorgulayan, eletiren, iyilii tevik eden ve kötülükten sakndran insanlarn yetitirilmesiyle mümkündür.
Öyle bir an içinde yayoruz ki iyilik, doruluk ve dürüstlük haber deeri tamaya balad. Oysa iyilik, doruluk ve dürüstlük insan olmak, insan kalmann gereidir.
Yalnzlamann ve içe kapanmann artt, örnek insan veya rol modellerin azald bir dünyaya evirildik. Dini sorunlarmz çözmek ve anlaylarmz zenginletirmek için atanan insanlar kötülüü, fesad ve fitneyi çoaltyorlarsa artk tuz kokmutur.
slam'n iki art vardr: birincisi iman etmek, ikincisi iyilik yapmaktr.
Görevimiz iyilik yapmak, iyilii tevik etmek ve kötülüü önlemektir. Bugün bakalarnn kötülüklerini anlatarak, iyilii yaygnlatrmaktan çok kötülüe meruiyet kazandryoruz.
Hz Peygamberimiz (sav) 'Bir kul, bu dünyada baka bir kulun aybn örterse, kyamet gününde Allah da onun aybn örter' diye buyurdu.
Hz. Mevlana öyle der:
'Cömertlik ve yardm etmede akarsu gibi ol
efkat ve merhamette güne gibi ol
Bakalarnn kusurunu örtmede gece gibi ol
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol
Hogörürlükte deniz gibi ol
Ya olduun gibi görün, ya göründüün gibi ol.'
Alija der ki: Dünyann bütün büyük dinleri u basit hakikati öretmeye çalr ve hakikatler basittir. Sana yaplmasn istemediin eyi bakasna yapma. Ya da öyle hareket et ki, davranlarn herkes için geçerli olsun; ne sana göre deisin ne de bakalarna göre…
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/SuleymanGunduz/tuz-kokarsa/38779
|