Her yıl Paskalya Günü dolayısıyla Mart ayının son veya Nisan ayının ilk haftası Avrupa'daki kardeşlerimizle buluşuyoruz. Ne kadar zaman oldu bilmiyorum ama geleneksel bir hal aldığı kesin.

Birlikte büyüdüğüm, beraber hatıra oluşturduğum akraba, komşu ve köylülerimizden gurbette olanlarıyla birlikteyim.

Ülkemizde de doğduğu yerden çıkıp başka bir yere göç etmiş olan insanların ilk yaptıkları iş 'hemşehri derneği' kurmak oluyor. İnsan vatan dediği topraklarda hemşehri derneklerine ihtiyaç hissetmeyebilir.

Nasrettin Hoca'nın meşhur bir öyküsü var. Hoca bir gün eşekten düştüğünde kimi istersin dendiğinde bana eşekten düşen birini bulun demişti. Gurbet elde hemşehri olmanın anlamını burada yaşayanlar veya gurbete düşenler bilir.

Avrupa ülkelerindeki Holalılar her yıl Paskalya'da bir araya geliyorlar. Avrupa Holo Birliği, Trabzon ilinin Dernekpazarı ilçesine bağlı Çalışanlar, Çayırbaşı, Günebakan, Ormancık Taşçılar, Tüfekçiler ve Yenice köylülerinden oluşuyor.

Avrupa'daki yurttaşlarımızdan, hemşehri olsun olmasın, ne zaman bir davet alsam hemen icabet etmeye çalışırım. Hassasiyetim belki de 60'lı yıllarda Almanya'ya çalışmak üzere giden insanların öykülerine karışmış olduğumdandır. Belki de çok seyahat ettiğimden ve gurbette hayat geçirdiğimdendir.

Eskiden gurbette yakını veya evladı olanlar gün kararıp insan seçilemez hale geldiğinde evlerinin kapılarını kapatırlar, ama asla kilitlemezlerdi. En azından bizim evde böyleydi.

Evet, Avrupa Holo Birliği'nin toplantısı dolayısıyla cuma gününden beri Mannheim'dayız.

Seyahatlerimde ve özellikle davette tanık olduklarım içime derin bir hüzün bırakıyor. Avrupa'da çalışan Türklerin hayatları her gün bir önceki güne göre daha da zorlaşıyor. Sorun artık entegrasyon değil. Din, tarih ve medeniyet olarak farklı olduğunuz bir topluma ancak bu kadar uyum sağlanabilir. Bundan ötesi asimilasyondur. Nitekim Almanların yaptığı bir belgeselde camiye giden Türkler gösterilip 'Alman toplumuna asla uyum sağlayamayacaklar' deniliyordu.

Dünya bir taraftan çoğulcu yönlerini keşfedip onları bir zenginlik olarak görürken, Avrupa'da aksi yönde gelişmeler oluyor. Avrupa kültürü; çok kültürlü, çok dinli ve çok etnik yapılı bir yapı olarak takdim edilirdi. Bugün bunu hissetmek mümkün değil. Seçimlerde ırkçı temalı partiler önemli oranda oy alıyor ve bazı ülkelerde seçimleri kazanabiliyorlar.

Tren istasyonlarından davul zurnalarla uğurlanan ve büyük törenlerle karşılanan işçiler, artık kendilerini güvende hissetmiyorlar. Bir yandan ekonomik sorunlardan dolayı ırkdaşını koruyan iş rekabeti, diğer yandan derin devletle iş tutan ırkçı örgüt saldırıları, kundaklanan ve yakılan evler, işyerleri. 8 Türk'ü öldüren Neo Nazilerin mahkemelerine, Türk gazetecilerin alınmaması durumun safahatını göstermesi açısından önemli.

Sorun çifte vatandaşlık ve entegrasyon olmaktan çıkmış.

Avrupa Holo Birliği'nde dinlediklerim Avrupa'daki vatandaşlarımızın ortak sorunlarıdır.

Türkiye'den beklentiler artmış durumda.

Her gelişim yaralarımın kabuğunu kaldırmaya yetiyor. Bir yanımız hep gurbetçi öyküsüdür. Eskiden her yaz yollarını gözlerdik gelecekler diye.

Şimdi de buradaki veda anı büyük bir hüzün oluşturuyor.

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/SuleymanGunduz/bir-yanimiz-gurbetci-oykusudur/37014