Hz. Peygamber (SAV)
ölçek ve terazi kullananlara öyle hitap etti:
"Sizler,
sizden önce gelip geçen kavimleri helâk eden
iki ii üzerinize alm bulunmaktasnz!
(Aman çok dikkatli davrann!)"*
Tirmizî
Farkl inanç mensuplarnn dinlerini deitirip Müslüman olularyla ilgili öyküler hep dikkatimi çeker.
Deiimlerin çok aznn bir aratrma sonucu gerçekletiini gördüm.
Çounluu bir hal'den etkilenerek Müslüman olmulardr. Bir Müslüman ahsiyetin yaay, davran, sözündeki samimiyet, yalan söylememesi, merhameti, adaleti ve hogörüsü temel etken olduunu söyleyebilirim.
Müslümanlar slam' iki yolla tebli ederler: anlatarak ve yaayarak, "iyilii emrederler, kötülüklerden sakndrrlar".
Bugün yaayarak örnek olmann önemli olduu bir dönemdeyiz.
slam'n yeryüzünde yaylmasnda da sanatkârlar, zanaatkârlar ve tüccarlarn davranlar çok önemli olmutur.
Bu konuda slam tarihinde birçok örnee rastlamak mümkün. Bir önceki yazmzda Endülüs örneklemesini yapmtk.
Bu yazmzda da Sultan Abdülaziz dönemi Balkanlarndan örnek vermek istiyorum. Bu dönem, Osmanl Devleti'nde siyasi sorunlarn artt, bozulmann balad, bürokratik yolsuzluklarn ve rüvetin ayyuka çkt çökü dönemidir.
Olay Balkanlarda geçer. Balkanlarda karklklar artnca Sultan Abdülaziz Cevdet Paa'y olaylar incelemesi için bölgeye gönderir.
Cevdet Paa Saraybosna'ya (Sarajevo) gelir ve çalmalara balar. Bu esnada ilginç bir olayla karlar.
Ticari mahkemeye bavuru yaplmamasndan dolay mahkeme reisinin ve kâtibinin maan yetersizlii ikâyet konusu olur.
Cevdet Paa bunu hayretle karlar ve mahkemeye gider, kaytlar inceler.
"Bosna'ya iki yoldan ticari mal gönderilirdi. stanbul-Selanik ve Yeni Pazar ve Avusturya-zvornik (Zvornik) Sanca veya Bihke (Bihaç) Sanca yoluyla idi.
Bu mallardan yol üzerinde vilayet ve kazalarn hisseleri ayrlmaz, onlar da, dier vilayet ve kazalar gibi ticari mallarn Saraybosna'dan alrd.
Mallar Saraybosna'da toplanr ve oradan datlrd. Saraybosna eyalet merkezi ve ticaret merkeziydi.
Bosna bölgesi, Bosna, Travnik, Bihke, Banyaluka ve zvornik sancaklarndan olumakta, Hersek Sanca da, bu eyalete balyd. Yedi sancan nüfusu 1milyon 200 bin civarndayd.
Oysa ticaret mahkemesinin haslat mahkeme kâtibinin maana bile yeterli gelmiyordu. Maalarn açk kalmas yüzünden mahkeme reisliinden tarafma ikâyet olundu. Bu ikâyet hayretime mucip oldu. Hemen ticaret mahkemesine giderek defterleri inceledim. Hiç bir ay 350 kurutan fazla gelir olmam. Bu miktar dahi nadiren 350 kurusa yükselmi. Gelirlerin geneli 150-200 kurutan ibaret olduunu hayret ve aknlkla gördüm."
Aratrma sonucunda da yerli tacirlerin mahkemeye bavurmadklar anlald. Bunun üzerine artk Bosna ticaretinin ne ekilde yapldn örenmem gerekirdi.
Denetlemelerimin sonucunda anlald ki, gerek stanbul ve gerek Avrupa emtia ve eyasn getirenler, ancak Saraybosna tüccarlaryd. Civar vilayet ve kazalardaki tacirler Saraybosna'ya gelerek maazalardan mallar alp memleketlerine naklediyorlar.
Mesela vilayet tüccarlarndan biri Saraybosna'ya gelip bir tacirin maazasna müracaat eder. Kendisine lazm olan mallar tespit eder. Bütün bu mallar maaza kâtibi srasyla bir pusulaya yazar ve hizalarna da fiyatlarn kaydeder.
Bir yandan da denkler balanr, mallarn hepsi, kâtibin tanzim ettii pusula ile tacire verilir. O da bedelini ödemeden alp gider. Ara sra, Saraybosna tüccar tarafndan çkarlan tahsildara, taksitini verir ve verdii paralara mukabil de birer ilmühaber alr.
Velhasl civar vilayet ve kaza tacirleri Saraybosna'dan üçer, beer bin kuruluk mal alp pusulasyla beraber memleketlerine götürürler ve bu ilem esnasnda ne senede, ne de ahide lüzum görülür. ayet mal alanlar borçlarn inkâr etseler, elde senet olmad için mal satan hiç bir hak iddia edecek durumda deildir. Hâlbuki ticaret mahkemeleri senetler ve ahitler üzerine hüküm verirler.
Böyle koskoca bir eyaletin ticari muamelesi senetsiz, ahitsiz nasl dönüyor?
Bu yönünü çok merak ettim. Saraybosna tüccarndan Merhemik Mehmed Aa isminde bir zat vard. Onu çardm. Aramzda öyle bir konuma geçti:
- Veresiye vermi olduun mallardan dolay ne kadar alacan var?
- On bin keseden ziyade.
- Elinde senedin, ahidin var m?
- Hayr, adet olmam.
- Ya, müterilerden biri borcunu inkâr edecek olursa ne yaparsn?
- Bu soruya at, gülerek cevap verdi:
- Bu kadar mal denklerle maazadan kaldrp pusulasyla beraber götürdü. Nasl inkâr edebilir?
- Ya, bunlardan biri vefat ederse paranz batmaz m?
- Vefat ederse, bizim pusulamz terekesinde çkar ve varisleri borcunu öder.
Hakikaten, Saraybosna tüccaryla al-verii olanlardan biri vefat ederse, terekesinde çkan pusula ve ilmühaberler derhal Saraybosna'ya gönderilip borcu ödenir. ayet yetimi varsa, tüccarn alaca ödenmedikçe hâkim, mirasn paylatrmazd.
Bunca senedir Saraybosna tüccarndan kimsenin alaca inkâr olunmam."*
Ahmed Cevdet Paa Tezakir'i 1855 tarihinde yazmtr.
Osmanl Devleti'nin gerileme devri olarak bilinen tarih döneminde Ahilik kültürü alm bir topluluun ticari hayatta nasl bir örnek oluturduunu okuduk.
Kosova ve Makedonya ziyaretimde gördüklerimden yola çkarak önümüzdeki yazda da bugünkü ticari anlay üzerine anlatmaya devam edeceim.
* Tirmizî, Büyû, 9/1217
**Ahmed Cevdet Paa, Tezakir, (21-39) TTK-Ankara, 1986 S.26-29
http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=33225&y=SuleymanGunduz
|