Kamil Koç’un Aylk Kültür ve Yaam Dergisi ubat 2008 saysnda “Renkler ve nsan” köesinde Sema Gülez Süleyman Gündüz’ü yazd.
“Dou’nun ve Güney’in Atlar, Bat’nn ve Kuzey’in Antlardr.”
HEP GÜNDÜZ GB
Yaz: Sema Gülez
Her zaman, çalkan, yürekli, gelimeye yatkn insanlarn katksz hayran olmuumdur. Pozitivist, matematiksel yaklamlar kadar; romantik, mistik deerlendirmelere de yatknlm ve hatta ihtiyacm olmutur. Nusret Hzr Hoca’m bile, bir ölçüde gerekli olabileceini söyledikten sonra, bunun ruhumuzu heyecanlandrmak dnda bir yarar yoktur dese de; ben, bir ihtiyac giderdiini, insan ruhunu olgunlatrp terbiye ettiini düündüüm ruhanî konularn es geçilemeyeceine inanyorum. te, ilk kez Sky Türk’te izlediim ve daha sonra yakndan tanma frsat bulduum Süleyman Gündüz de böyle, pozitif bilimlerle iç içe bir di hekimi olmasnn dnda, mistik bir entelektüel.
Onunla ilk karlatm bu programda yemek yapyor ve çocuunu doyuruyordu. AKP’den ilginç bir milletvekili profili vard karmda. Di Hekimi olmasnn dnda; MSÜ Güzel Sanatlar’da da okumu, sosyoloji mastr yapm ve uluslararas ilikiler uzman. Tüm bunlar yetmezmi gibi ayn zamanda bir de 11 kiisel sergisi olan fotoraf sanatçs. Bitmedi, sk durun! Snr tanmayan Yeryüzü Doktorlar’ndan ayn zamanda. Mecliste, sanatç, srad kimliklere az rastlanr.
Süleyman Gündüz; barçl, uzlamac, mülâyim bir kiilik… Bizim “Renkler ve nsan” için biçilmi kaftan diye düündüm. Böyle insanlar gerek; bu dünyaya, hayata, tabii dergimize… Dünyay yaanabilir klmak için, her eyden önce.
Bir gün, Ara Güler’in kafesinde otururken, akik yüzüü ve sakal ile bize yaklaan Süleyman Gündüz’ü, kendine özgü tarzyla, Ara Güler takdim ediyor. Ustasna, neden dolu dolu “baba” dediini, internetteki sitesine girip, baba özlemi ve merakyla geçen bir hayata tanklk edince, daha iyi anlayabiliyorum. Böyle, bir taraflar eksik kalm insanlar, yaam karsnda daha dirençli, daha dayankl, mücadeleci ve sorumluluk duygusu daha fazla gelimi, temayüz etmeye yatkn yaplarda m oluyorlar hep? çten içe bir krk döküklük, içten içe bir hüzün, kaybetme korkusu…
nternet sitesinde; projeleri, çalmalar, eserleri, duyurular, haberler, seçim bölgesi, basn bildirileri, alntlar, toplant, program, makaleler… Ona da bakaym, bunu da okuyaym. Dorusu, Renkler ve nsan bölümüne yaz yazarken ilk defa, bu kadar aratrma yapmak zorunda kaldm. Dünyann neresinde bir sava, deprem, felâket, iddet, açlk, sefalet, direni, sömürü, hakszlk, hastalk, geri kalmlk, ezilen, yknt, zulüm, çaresizlik, ölüm, sknt, geri kalmlk varsa gitmi. Fotoraflam, yazm, anlatm, düünmü, üzülmü… Herkes, steril, rafine, hijyenik limannda, marinasnda; TV’sinin karsnda; en iyi ihtimalle kendi iinde gücünde; haydi eller havaya ya da al veri merkezlerinde, zaman dâhil her eyi tüketirken Süleyman Gündüz, ifa m datrm, yaralar m sararm peinde. Rahatlk snrlarn zorlayarak ve konformizmin tuzaklarna dümeden, insanln acsn dindirmenin yollarn aryor.
Dünyadaki bütün ayrcalklar, ayrmclklar, aykrlklar, karklklar, aznlklar, yoksunluklar, dramlar; yakndan takip ediyor. Bosna, Kosova, Sudan, Pakistan, Banglade, Kemir, Sri Lanka, Filistin (Kudüs, Gazze ve Bat eria) , Çeçenistan, Lübnan, Irak, Endonezya Açe… Bir bakyorsunuz Sudan Darfur’da, bir bakyorsunuz uluslararas bir toplantda ya da konferansta. Bakalarnn felâketleriyle sarslan ruhu, onu oradan oraya savuruyor. Yardm etmek, belgelemek, tanklklarn gündeme tamak, bir eyleri sarsmak için çrpnp duruyor. “Madem sosyalizmi getiremedik, Allah’a snarak bir eyler yapalm” telâesinde. Üç önemli eyden dem vuruyor ve bu üç “M”ini; Müslümanlk, Marksizm ve Metal müzik olarak açklyor. Bence üçü de vahi kapitalizmi protesto ediyor. imdi, siz bunlar ilintilendirirken ben anlatmaya devam edeyim…
Sorunlara, sorumlulukla yaklarken; örnein, Açe’de, deprem ve tusinami sonucu yerle yeksan olan bir Türk mahallesi karsnda; “Ömrüm, hasreti ve hüznü çoaltmakla geçti.” diyerek, Hilmi Yavuz’un “Hüzün ki en çok yakandr bize/ belki de en çok anladmz” dizelerini mrldanveriyor. “Hem acym hem acnn yalvacym ben” diyen H. Yavuz, onun doulu mistisizmine, duyarllna çok dokunuyor. Bir bakyorsunuz, Nazm Hikmet’in 42. ölüm yl dönümü münasebetiyle, TBMM’de bir konuma yapyor. “Amerikan emperyalizminin yar sömürgesiyiz” deyince, “vatan haini” ilân edilen Nazm’n, eyh Bedrettin ve Enver Paa gibi memleketine kavumasn diliyor.
Yine, Çanakkale deniz zaferinin 90. yl ve Resimdeki Gözyalarnn ozan Cem Karaca’nn ölümü münasebetiyle de konuma yapyor ve onu toprakla srlyor. Sakaryaspor-Beikta maçndaki iddet olaylarn da, Meclis’te düzenledii basn toplantsnda knyor. Gelimi refleksiyle, hiçbir eyi es geçmiyor.
Hemen bütün konumalarna, bir eyleri knayarak balad dikkatimi çekiyor. O, Franszlarn Ermeniler konusundaki tavrn da eletirerek; Afrika, Asya, Lâtin Amerika’da yaptklarnn hesabn vermeye çaryor. Bosna Hersek’i ve Serebrenitsa katliamn hatrlatyor. Güvenli kalesinden çkm, dünyann derdine dümü. Kimisi “komuda pier, bize de düer” hesab yaparken, o, “komusu açken, tok yatamayan”lardan. Aclardan çkacak sonuçlardan yarar bekleyen sava çrtkanlarna karlk, o bartan yana; çetin bir insanlk snavnn verilebilmesi için yakaryor. Geçmiteki sorumluluk ve paylamlarn unutulmamas gerektiini düünen; “birilerinin”, “romantik” diye nitelediklerinden.
Ölen, haksz muamelelere mâruz kalan ve ac çeken bir halka vaat edilen özgürlük ve demokrasi ne menem bir eyse? “Çok ükür ki, bu ülkede, Amerika’nn bakna yakn duran aydnlar kadar, kar duran aydnlar da var.” diyecek kadar da, kendi görülerini açkça ilân edebiliyor.
Sultan Süleyman’n zamannda yaplan, “Neretva’nn hilâl gerdanl” diye tanmlad Mostar Köprüsü’nün, Hrvat saldrlar sonucu yklmas karsnda, “Yllarca kimliini oluturduu, kendi ruhundan üfledii ve ayaklarna râm olduu insanlarn ihanetine uramtr” diyerek sessiz kalamamtr. Skça alnt yapt yazarlardan Âmin Maalouf’un “Ölümcül Kimlikler” adl kitabnda yer alan, “Hiçbir din, hogörüsüzlükten soyutlanm deildir; ama iki rakip dinin bir bilânçosu yaplacak olsa, slâm hiç fena görünmez. Eer, atalarmz, Müslüman ordular tarafndan fethedilen bir ülkede Hristiyan olmak yerine, Hristiyanlar tarafndan fethedilen bir ülkede Müslüman olsalard, inançlarn koruyarak 14 yüzyl köylerinde yaayabileceklerini sanmyorum.” sözünü referans alarak, kendi düüncesini de dile getirmektedir.
O, bitmek tükenmek bilmeyen ehrin sokaklarnda kaybolarak kefetme merakn yenemediini de anlatyor. Hep bir kefin, yolculuun, yol almann peinde. çsel yolculuklarn da ihmal etmiyor. Baba özlemi ve merakyla geçen 45 yl sonra karlat babasn da affetmi. Ackl bir öyküden de ükürle bahsedebiliyor. Makine mühendisi olan babasn, belki hayal ettii bir konumda bulmam. çe dönük ve yalnzlam, kendini suçlayan bir baba bulmak, artm onu. Bayram sabahlar yaad hüzün devam ediyor. Annesinin, nefret alamamasnn pay büyük, bu olgunluk snavn vermesinde… efkat ve merhametle beslenen ruhu, yaamnn bütün alanlarnda ortaya çkyor. Babasz büyümenin tarif edilemez eksikliini, yalnzca yaayan bilir.
Süleyman Gündüz, babasyla an biriktirememi ama çektii yüzlerce fotorafla; dil, din, rk ayrt etmeksizin insanln yardmna komasyla, diyaloga açk yapsyla sorunlara çözüm aramasyla, ilikiler kurmas, itirazlar ile dünyaya açlarak, paylaarak, deerlere sahip çkarak bu boluu doldurabilmi. Bilge Kral dedii Aliya zzet Begoviç’e de danmanlk, dostluk etmi; smail Cem’le de dost olmu ve Özal’a da danmanlk yapm. Onun deyimiyle, “Yorgun dünyamza doan ikindi güneleri” sarsn etrafmz. Kalknm, üreterek büyüyen, gelir dalm düzgün, müreffeh, huzurlu, gelecei güvenli bir Türkiye… effaf, halka hesap veren bir yönetim; özgür ve saygdeer bireyler… Kendisini bir devrimci olarak tanmlayan Gündüz’ün bu dileklerine katlmamak mümkün mü?
Yaam, bir serüven onun için. Yeryüzü serüvenini anlaml klan herkese ithaf etmi, “Atlar ve Antlar” sergisini. “Bir Kul, Bir Resul” sergisiyle, kutsal emanetleri gözler önüne seriyor. nsanî deerler, yaklamlar, Müslümanln erdemli tezlerini, geleneksel deerlerimizi, çok kültürlü tarihimizi önemsiyor. Sigaradan tam kopamayaca çok açk… Eline yaptrmam; ama vazgeçmek de istemiyor. Akik yüzüünü ise, elinden hiç çkarmyor.
“Sistem, insanlar çalmaya, yanl yapmaya itecek zemin hazrlamamal.” diyor. Hac faraziyesi srasnda, sosyo-ekonomik düzeyi düük haclar için yeterince önlem alnmamas karsnda, “Paralara, Harem-i erif’in Hizmetkâr yazmakla olmuyor!” diyerek, tepkisini dile getiriyor. Bunun öngörülmesi ve tedbir alnmas gereken bir ey olduunu açklyor.
Kendi kültürel dinamiklerimizin gücünü idrak ederek batllamaktan yana.
Uygar dünya, insanln felâketlerini seyrede dursun, bugün olabilecekleri önlemek yerine nifak sokup, geçmii dee dursun; her ülkeden, bunlar protesto edecek aktivistler çkacaktr. Ülkesini savunan, hakszlklara direnenler olacaktr. Küba Dileri Bakan’na, 1930’lu yllarda Atatürk’ün, dünya milletlerine örnek olduunu; 1960’l yllarda da Castro’nun sempati topladn söylemi, iman her zaman bütün, eski bir komünist olarak.
Onunla çktnz içsel yolculukta, dünyay deitirme, kurtarma umuduyla birlikte, insanlk için çarpan kalbinize bir yumru da oturmuyor deil. Küresel zenginlii ve gücü paylamak istemeyenler, hem bu dünyada derslerini alyorlar hem de kendi uluslarn da zora sokuyorlar.
Süleyman Gündüz’ü anlatmam için bana tannan sayfalar atm. O kadar çok an biriktirmi ki… Sra d bir yaam onunki… imdilerde, “bota geziyorum” deyip, geçitiriyor. Öyle alm ki dolu dolu yaamaya… “Geçmie dâir hasret ya da gelecee dâir hayal mi heyecanlandryor bizi?”
“ Susuyorsun
Bu bilinmeyecek demektir ebediyen
Ne kazanlan ne kaybedilen”
|